-
1 lancer
Iv t1 jeter atmak2 göndermek4 promouvoir tanıtmakIIn mépreuve sportive atma sporu◊le lancer du poids / du javelot — gülle / mızrak atma
-
2 œil
n m (pl yeux,)1 göz [ɟœz]2 coup d'œil bakış3 sauter aux yeux gün gibi ortada olmak◊Il est amoureux, cela saute aux yeux. — O delikanlı âşık, gün gibi ortada.
a göz kararıyla◊À vue d'œil, cela ne rentre pas dans le coffre. — Göz kararıyla, bu bagaja girmez.
b göz açıp kaparcasına◊Il grandit à vue d'œil. — Göz açıp kaparcasına büyüyor.
-
3 point
n m1 endroit yer, nokta [nok'ta]2 faire le point durumu irdelemeka bir arabanın olduğu yerde saymasıb ölü noktada olmak4 mettre au point ayarlamak, düzenlemek5 être au point hazır olmak◊Le système est au point. — Sistem hazırdır.
6 être sur le point de (avec l'inf.) -mek üzere olmak7 derece [deɾe'ʤe]8 couture dikiş biçimi9 unité gagnée puan ['puan]10 en fin de phrase nokta [nok'ta]◊11 du "i" et du "j" "i"nin, "j"nin üstündeki nokta12 sujet nokta [nok'ta]◊C'est un point important. — Bu önemli bir noktadır.
13 point de vuea bakış açısıb fikir [fi'ciɾ]14 point commun ortak nokta15 à point orta pişmiş
См. также в других словарях:
bakış atmak — kısa bir süre bakıp geçmek İki yanından bağrışanlara anlamadığı bir dilden konuşuyorlarmış gibi birer bakış attı. N. Cumalı … Çağatay Osmanlı Sözlük
iç — is. 1) Herhangi bir durumun, cismin veya alanın sınırları arasında bulunan bir yer, dâhil, dış karşıtı Deniz gecenin içinde, gece denizin içindedir. Ç. Altan 2) Oyuk şeylerin boşluğu 3) Cisimlerin yüzeyleri arasında kalan her nokta Tahtanın içi… … Çağatay Osmanlı Sözlük
göz — is., anat. 1) Görme organı 2) Bazı deyimlerde, görme ve bakma Gözden geçirmek. Gözden kaybolmak. Göz önünde. Gözü keskin. 3) Bakış, görüş Bu sefer alacaklı gözüyle baktım. 4) Suyun topraktan kaynadığı yer, kaynak Asıl felaket bu pınara sırt… … Çağatay Osmanlı Sözlük
NAZAR — Göz atmak. Mülahaza, düşünmek, bakmak, imrenerek bakmak, düşünce. Yan bakış, kötü bakış. Bir türlü kabul etmek. * Gözdeğmesi. * İltifat. * İtibar … Yeni Lügat Türkçe Sözlük